
Sayı sayı incelediğimiz The Button serisini bu sayı ile sonlandırmış bulunmaktayız. Şüphesiz ki The Button, 4 sayılık kısa macerasıyla yılın en başarılı event’i olmayı başarıyor. Şu anki güncel rakibi Secret Empire dahi hikaye bakımından Button’a yaklaşabilmiş değil. Eğer isterseniz son sayıyı inceleyip evrenin ne derece genişlediğini görelim.
Hikaye Batman #22‘nin bıraktığı yerden devam ediyor. Flash ve Thawne’i bir kovalamaca içinde buluyoruz. Barry’nin Thawne’e geleceğini gördüğünü ve ne yaparsa yapsın öleceğini söylemesine rağmen Thawne elindeki düğme ile-Button için Türkçe bir çeviri yapmak pek mümkün değil broş ya da düğme diye çevirmeye karar verdik- koşarken Batman ve Flash ise onu kovalamakta. Şimdi buradaki esas meseleye gelecek olursak Reverse Flash’in neye, neden, nasıl koştuğunu merak ediyor olabilirsiniz. Zira kendisi Tanrı’ya koştuğunu iddia ediyor.
Treadmill’in tekrar bozulması üzerine birisin Barry’e seslendiğini görüyoruz. Başta ne Batman ne de Flash umursamasa da sesin sahibi kurtarıcıları oluyor. Ve o anda eski bir dost çıkageliyor “Jay Garrick” Kendisi bildiğiniz üzere Rebirth evreninde kayıp durumdaydı ve durumunun Wally West ile aynı olduğunu öğreniyoruz. O da tıpkı Wally gibi hatırlanıp dünyaya geri dönmeye çalışıyor. İşler beklendiği gibi gitmiyor ve Barry, Jay’i hatırlayamıyor. Bu olay aslında evren için çok önemli bir detay şu an. Zira biliyoruz ki Jay bir noktada geri dönecek, tıkılı olduğu yerden çıkacak. Diğer bir nokta ise Lazarus Contract’te gördüğümüz ikinci Wally mevzusunun açıklaması daha çok verilecek. Buna bakınca da Jay’in geri dönmesi en azından şimdilik görünmesi bir selam çakma niteliğinde değil ilerleyen hikayelerden önümüze konulabilecek bir mevzu gibi görünüyor.
Bunun yanı sıra Jay Garrick, Batman ve Flash’i Batcave’e bıraktıktan sonra Barry’nin onu hatırlayamaması üzerine kurtuluşu bulamıyor ve yok oluyor. Bu yok olma tabii ki de ölme anlamında bir yok oluş değil. Hatta DC Universe Rebirth sayısını okuduysanız bu yok oluşa Wally West’ten aşinasınızdır. Flash ve Batman Batcave’e geldikleri anda artık işin içinde çok daha ilahi bir güç olduğunu farkediyor. Peki Reverse Flash’in akıbeti ve serinin tabii ki en önemli kısmı.
Reverse Flash henüz Batman #21’in başında can verdiği şekilde tekrardan ölüme sürükleniyor. Yine son sözleri “My God…” oluyor. Tüm sayı bittikten ve Bruce Wayne’in babasının sözlerini düşünürken içinden geçirdiği “Don’t be Batman” düşüncesi ile Batman’i bırakıp Düğmeye uzanan mavi bir el görüyoruz. Ve şu unutulmaz sözlerle karşılaşıyoruz: “Why does my perception of time distress you? Everything is preordained even my responses. We’re all puppets Laurie. I’m just a puppet who can see the strings.”
Dostlar bu cümle bile bizi heyecanlandırmaya yetti ne yalan söyleyelim. Zaten ilk sayıdan beri gözümüze sokulan Dr. Manhattan ve Watchmen bağlantısı da doğru çıktı. Üstelik bayağı bayağı orijinal Watchmen eserinden alıntılarla geldi Dr. Manhattan. Zaten sayının sonunda da bir sürpriz var. Epilogue bölümünde yavaş yavaş Superman logosuna dönen bir Comedian broşu var. Geoff Johns adı altında da Doomsday Clock geliyor. Daha ne olsun diyelim “Buralar karışacak vaziyet alın!”
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
RSS